10 yıl süreyle kurumsal şirketlerde çalıştıktan sonra, anne olarak çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakmak istiyoruz sorusuna cevap ararken yollarımızın permakültürle kesişmesi sonrasında “Kokopelli Şehirde” kuruldu.
Kokopelli sırtındaki çantada taşıdığı tohumları flütüyle üfleyerek kışı bitirip baharı getiren, yaşam üfleyen bir Amerikan yerlisidir. Biz de bu karakterden ilham alarak, şehri yeşertmek, kendimize yetmek, daha az tüketerek ve daha çok üreterek neler yapabileceğimizi, sürdürülebilir yaşamın ne demek olduğunu veya olmadığını, daha onarıcı ve şifalı olmayı, mümkün olduğunca permakültür prensiplerini kullanarak, bir uygulama, deneme ve daha çok yanılma alanı oluşturduk.
Dünya’nın kaynakları giderek tükeniyor, gıda, su sorunu, bitmeyen bir atık sorunu, hava kirliliği, iklim değişikliği ve etkileri… Çocuklarımız için her şeyin en iyisini yapmaya çalışırken gelecekte en temel ihtiyaçları konusunda yaşayacakları problemler için daha fazlasını yapabileceğimizi fark ettik. Öncelikle farkındalığımızı artırıp, sonrasında bazı alışkanlıklarımızı değiştirerek hep birlikte bir fark yaratabileceğimiz inancıyla bir hayal kurduk.
Amacımız şehirde çocuk ve yetişkinlere yönelik sürdürülebilir yaşam ve ekoloji konularında bir öğrenme ve deneyimleme alanı yaratmak. Bu kapsamda, hem çocuklar hem de yetişkinler için atölye ve etkinlikler yapıyoruz.
Elimizden geldiğince yetişkinler, özellikle öğrenciler için burs sağlamaya, ve mahallemizdeki çocukları dahil edebilmek için askıda atölye yapmaya çalışıyoruz.
Arka bahçemizdeki bostanımızda şehirde de bir şeyler yetiştirebileceğimizi çok büyük alanlara ihtiyaç duymadığımızı, evsel atıklarımızı nasıl kompost yapabileceğimizi birlikte konuşuyoruz. Yağmur suyunu depolayarak suyun önemini bir kez daha vurguluyoruz.
En büyük hayalimiz ise daha fazla çocuğa ve yetişkine ulaşabilmek adına okullarda ve kurumlarda kendi gıdamızı yetiştirebileceğimiz permakültür bahçeleri tasarlamak, buralarda çeşitli eğitim ve atölyelerle şehirde kendimize yetebilmeyi başkalarına da aktarabilmek.